single-image

Yolculuk Notları – Dört

Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya

İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi…
Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı….
Ne zaman ne geleceğini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!

İnsanlar vardır; derin bir okyanus…
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi,
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.

İnsanlar vardır, coşkun bir akarsu…
Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz;
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.

İnsanlar vardır; sakin akan bir dere…
İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
İnsanlar vardır; çeşit çeşit, tip tip.
Her biri başka bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı…

İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranışı candan…

-Can Yücel-

YOL ARKADAŞLARI

Arkadaş dediğiniz birbirinizin kalbine dokunabilme izni verdiğiniz kişidir. Samimiyetle içinizi döktüğünüz ve o döktüklerinizi beraberce topladığınız insandır. Onun yanında sadece kendiniz olabildiğiniz, onun da “kendisi” olabilmesine alan açtığınız, her yüzünüzü, kuytu köşelerinizi açabildiğiniz, kırma ve kırılma sınırlarının ötesine geçebildiğiniz kişidir. Beraberce hoşça vakit geçirdiğiniz kişilerden ötelerde bir yerde, beklentisiz, kayıtsız, koşulsuz varlık kabulünün olduğu, zaman ve mekan üstü bir alandadır arkadaşlık.

Yer yüzünde, derin ve sessiz sohbetleri sadece “arkadaş” dediği kişiyle yapabilir insan. Bir ihtiyacı karşılamak için değil, kendi varlık bütünlüğünü bulmuş, pek çok dengelerini oturtmuş varlıkların buluşması, duruşudur arkadaşlık. Varlığı aklınızın aydınlanmasına, kalbinizin ısınmasına hizmet eder. Kıymetini anlayana yaşamın sunduğu en değerli armağanlardan biridir.

Birlikte yolculuk yapılan kişi bazı yolculuklarda önemlidir. Yolculuğu cennete de cehenneme de çevirebilir. Özellikle yelkenli bir tekneyle yapılan deniz yolculuklarında ve dağ yolculuklarında. Eğer fazlasıyla kendini merkeze alan, nazlı ya da memnuniyetsiz veya uyumsuzsa zorlandığınız bir yolculuk anısıyla dönmeniz kaçınılmazdır. Birlikte yolculuk yaptığınız ya da aynı mekanı paylaştığınız kişi olabilir ancak “arkadaş” olması zordur ve sizi de zorlar. Ama iyi bir gözlemciyseniz bir yolculukta (ya da hayatta) nasıl “olmamanız”, neler yapmamanız konusunda size çok kıymetli ip uçları sağlar. Hatta gözlemlerinizi bilgiye ve anlayış haline geçirme konusunda deneyimliyseniz, kendinizi görme konusunda o kişinin size “ayna” olduğunu veya sizin kendi içinizde sorgulamanız gereken bir alanı gösteren “işaretleyici” olarak düşünebilirsiniz. Bu düşünce sizi yararlı sonuçlara ulaşmanızı sağlasa da sürekli “aynaya” bakarak kendinizi görme konusunda fazla ısrarcı olmamak gerekir. Kendinizi sürekli “dışarıdan” görme eğiliminiz, sizin kendinizle olan arkadaşlığınızı, “iç ilişkinizi” bozma hatta rotanızdan sapma tehlikesini de beraberinde getirebilir.

Arkadaşlık dendiğinde diğerlerinden daha fazla yaşanması gereken değerin “güven” olduğunu anlayabilir insan. Aklına, kalbine, davranışına, dünya ve insan görüşüne güvendiğiniz birisini “arkadaş” koltuğuna oturtursunuz. Eğer birileri de sizi o makama layık görmüşse   o zaman bunun hakkını vermek için elinizden gelen her şeyin en iyisini yapmaya, en iyisi olmaya gönüllü gayret gösterirsiniz. O gücü ve sorumluluğu yaşatmak için daha fazla hevesli olursunuz. Birlikte gelişir, birlikte büyürsünüz. Giderek arkadaş dediğiniz insan dostluk ve kardeşlik anlamının ötesinde “diğer ben” haline gelir. Elbette bu durum bir “mesafesizlik” hali oluşturmaz. Oluşturmamalıdır da. Arkadaşlık; arkadaşınızın “sizin gibi” olmasını değil, “kendi” olmasını gerektirir. Bu durum sizin için de geçerlidir. Yeterli özgürlük, kendi olma alanlarının tanınabildiği özenli, saygılı bir mesafeye izin verir ve ister insan. Bu söylediklerimin oluşması uzun zamanlı (bu zaman herkese göre değişebilir) birlikte yolculuklar (hayat yolculuğu da buna dahil) gerektirebilir. Tabii bunun bir de ön şartı var; önce siz kendinizle tanışmış, güvenilir ve  iyi arkadaş niteliği kazanmalısınız. Kendisiyle kavgalı, kendisine, kendi varlığına güvenmeyen birine başkası neden arkadaş olsun ki? Yaşayacağınız gerçek arkadaşlıkları düşündüğünüzde iyi arkadaş olma niteliğini kazanmanız için göstereceğiniz çabaya fazlasıyla değdiğini göreceksiniz

Bir gün kendi varlığınıza dostça elinizi uzatın ve tanışın. Tanıştığınıza “çok memnun” olacaksınız. Bunu başardığında insan bütün dünyayla, dünyanın bütünüyle arkadaş olabilir. Buna tüm dünya da “çok memnun” olacaktır, emin olun.

Ve tüm yolculuklarınız “kolayına” gelecektir.
-Devam edecek-

diğer yazılarım